Compliance (sosyal uyum), şirketlerin geleceğini şekillendirirken yeşil dönüşüm, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve uluslararası piyasalarda rekabet gücünü artırmak için hayati bir gereklilik hâline geldi.
Compliance, başlı başına derin bir konu olmasına rağmen bu yazıda yeşil dönüşüm ile birlikte ele alınmasının ihracat sektörüne faydalı olacağı düşüncesinden hareket edilmiştir. Günümüzde hukuki düzenlemelere uyum olarak ele almakta olduğumuz compliance sürecini, şirketlerin, şirket yöneticilerinin ve çalışanlarının kanun, tüzük, yönetmelik, tebliğ, etik kurallar, kabul edilmiş standartlar, kurumsallaşmak için gerekli adımlar şeklinde sıralanacak kurallar zincirine uyumu olarak geniş anlamda tasnif edebiliriz. Özellikle önleyici tedbirlerin alınması, riski ortadan kaldırıcı yapıların kurulması compliance sürecinin bel kemiğini oluşturmaktadır. Benzer faaliyetleri yürüten, yaklaşık çalışan ve ciro rakamları eşit olan şirketler arasında ceza-i yaptırıma maruz kalma ve dava sayılarında orantısızlık olduğu görülmektedir. Uyum süreçlerini ihmal ettiği görülen bu şirketlerde, sadece ceza-i yaptırımlara maruz kalmak yahut dava sayılarının çokluğu yanında itibar kaybı ve şirket içi yolsuzluk, israf, suistimal, ayrımcılık vakalarıyla da karşılaşılmakta olduğu görülmüştür. Geleceğe yönelik bir kurum kültürünün oluşmasını sağlayan, uzun vadede engelleyici bir görev üstlenen compliance süreci, aynı zamanda şirketlerin kârlılık oranlarında da ciddi faydalar sağlamaktadır. Uyum kültürü sayesinde çalışanların verimliliği, mutluluğu ve motivasyonu artmakta ve şirket de hedeflerine daha hızlı ulaşabilmektedir.
Uyum süreci, fayda ve zaman dengesi içinde en kaliteli nasıl gerçekleştirilir?
Öncelikle şirket içinde uyum departmanının ve uyum görevlisinin belirlenmesi gerekecektir. Akabinde şirket kuruluş amacı ve işleyişi dikkate alınarak uyulması gereken mevzuat ve kurallar tek tek belirlenmeli, şirket yapısına uygun çok sayıda soruyu barındıran “compliance check list” hazırlanmalıdır. Şirketin tüm birimlerince cevaplanacak olan bu check list sonucunda eksikler ve daha fazla öncelik verilmesi gereken alanların belirlenmesi ile süreç devam edecektir. Şirket yönetici ve çalışanlarına yönelik bir eğitim programı oluşturulmalı, süreçlere ilişkin ve aynı zamanda şirket içinde görülen risklere yönelik eğitim planlamaları yapılmalıdır. Oluşturulan içerikteki mevzuatın hangi sıklıkla nasıl takip edileceği belirlenmeli, değişiklikler konusunda ilgili birimler bilgilendirilmelidir. Uyuma aykırılıkların tespit edilmesi hâlinde aykırılıkta kusurlu olan çalışanların uyum farkındalığının artırılması amacıyla bir yaptırım sistemi oluşturulmalıdır. Tüm uyum metodolojisi ve uygulamalarla ilgili olarak aylık ve yıllık raporlar hazırlanmalı ve rapor yönetim kuruluna sunulmalıdır. Yönetim kurulu da raporun ilgili kısımlarını, yıllık yönetim kurulu raporuna dâhil etmelidir. Compliance ve süreçlerini kısaca ele aldıktan sonra bir de yeşil dönüşüme özetle bakalım. Tekstil ve Hazır Giyim sektörü, yüksek enerji ve su tüketimi, kimyasal kullanımı ve atık üretimi gibi çevresel etkileri nedeniyle yeşil dönüşüme büyük önem vermesi gereken sektörler arasında yer almaktadır. İşletmelerin çevre koruma ve sürdürülebilirlik konularında yasal düzenlemelere ve standartlara uyması, karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve doğal kaynakların korunması gibi çevresel performans hedeflerini içerir. Yeşil uyum, sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadede maliyet tasarrufu ve rekabet avantajı da sağlar.
Türk Tekstil ve Hazır Giyim ihracatçılarının yeşil dönüşüm sürecinde başarılı olmaları için gerekenler:
- Sertifikasyon ve uluslararası standartlara uyum
- Eğitim ve farkındalık yaratma
- AR-GE ve inovasyon yatırımları
- Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi
Yasal düzenlemelere ve çevresel standartlara uyum sağlamak, işletmelerin itibarını korur, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur ve uzun vadede rekabet avantajı sağlar.
Compliance ve Yeşil Dönüşümün Önemi
Her iki kavram da yasal düzenlemelere uygunluğu vurgular. İşletmeler, yasal düzenlemelere uymadıkları takdirde ciddi para cezaları, yasal işlemler ve itibar kaybı ile karşı karşıya kalabilirler. Çevresel düzenlemeler de bu kapsamda kritik bir öneme sahiptir. Örneğin Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı, üye ülkelerdeki işletmelerin yeşil uyum standartlarına uymasını zorunlu kılmaktadır.
İtibar ve güvenilirlik: Compliance ve yeşil uyum, bir kuruluşun itibarını güçlendirir. Müşteriler, yatırımcılar ve diğer paydaşlar, çevreye duyarlı ve yasalara uygun hareket eden işletmelere daha fazla güven duyarlar. Bu durum, işletmelerin piyasa değerini artırır ve rekabet avantajı sağlar.
Sürdürülebilirlik: Yeşil uyum, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynar. İşletmeler, enerji verimliliğini artırarak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak ve atık yönetimini iyileştirerek çevresel etkilerini azaltabilirler. Bu da uzun vadede çevresel sürdürülebilirliği sağlar.
İşletmelerin atabileceği adımlar
Eğitim ve Bilinçlendirme: Çalışanların, compliance ve yeşil uyum konularında bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi önemlidir. Bu, kurum içi eğitim programları, seminerler ve atölye çalışmaları ile sağlanabilir. Çalışanların, şirketin uyum politikaları ve çevresel hedefleri konusunda bilgi sahibi olmaları, bu hedeflere ulaşmada kritik bir rol oynar.
Sürdürülebilirlik Stratejileri Geliştirme: İşletmeler, sürdürülebilirlik ve yeşil uyum stratejileri geliştirmelidir. Bu stratejiler enerji verimliliği, atık yönetimi, su tasarrufu ve karbon ayak izinin azaltılması gibi konuları kapsar. Stratejilerin belirlenmesi ve uygulanması, işletmelerin çevresel performansını artırır.
Uyum Programları ve Denetimler: Compliance ve yeşil uyum programları, düzenli olarak denetlenmeli ve güncellenmelidir. İç ve dış denetimler, işletmelerin yasal düzenlemelere ve çevresel standartlara uygun hareket edip etmediğini kontrol eder. Denetim sonuçları, iyileştirme alanlarını belirlemekte ve uyum programlarının etkinliğini artırmakta yardımcı olur.
Sonuç
Bu noktaya kadar “Çok da yabancı olmadığımız, tamamen veyahut kısmen uygulamakta olduğumuz önerilerde bulundu nuz.” diye bir eleştiri alabilirim ki ben de size katılıyorum. Ancak yazı içeriğinde dikkatinizi çekmesini istediğim husus, compliance uygulamaları ile yeşil dönüşüm. Çok yakında özellikle ihracatçılarımızın karşılaşacakları vergi ve ek maliyetler birlikte değerlendirildiğinde compliance çalışmalarına öncelik verilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Hukuk büromuz, yaklaşık beş yıldır değişik sektörlerden gelen taleplere cevap vermek adına uzman bir kadro ile “compliance departmanı” oluşturmuş ve şirketlere bu konuda destek vermeye devam etmektedir. En sık görülen sorun ise bu çalışmalara başlamış olan şirketlerin zaman içinde ilgilerinin kaybolması, süreçte bu çalışmaların unutulması olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürekliliğini sağlamak adına güncel mevzuat değişikliklerinin takip edilmesi, son derece önem taşımakta olup geliştirmiş olduğumuz çözüm önerileri ile zaman-fayda dengesi içinde çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. Yasal düzenlemelere ve çevresel standartlara uyum sağlamak, işletmelerin itibarını korur, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur ve uzun vadede rekabet avantajı sağlar. Bu nedenle, işletmelerin bu konularda bilinçli ve proaktif adımlar atmaları büyük önem taşımaktadır.
Bu makale 28 Haziran 2024 tarihinde İTKİB Hedef Dergisinin 368. sayısında yayınlanmıştır.
0 comments
Pingback: Serpil Özcan’ın Kaleminden Yeşil Dönüşüm ve Aile Şirketleri Üzerine Değerlendirmeler » AESY LEGAL
Comments are closed.