Search
Close this search box.

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyeleri ve Pay Sahiplerinin Rekabet Yasağı

Table of Contents

Rekabet, üretimde verimlilik ve teknik gelişmeyi teşvik ederek piyasalarda etkinliği artırmakta ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmaktadır.  Ancak rekabetin desteklendiği, rekabet serbestisinin ve serbest piyasa şartlarının ekonomik hayata hakim olduğu günümüzde, rekabetin sınırlandırılmasına ilişkin yapılan yasal düzenlemeler sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu sınırlandırmalar, sağlıklı bir rekabet ortamının oluşturulmasını temin ederek toplumsal refah artışını amaçlamaktadır.

Rekabetin sınırlandırılmasına ilişkin yapılan düzenlemelerden biri Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 396.  Maddesinde,

“Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir.

Bu haklardan birinin seçilmesi birinci fıkra hükmüne aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere aittir.

Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar.

Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklıdır.”

düzenlemesi ile anonim şirketler bakımından karşımıza çıkmaktadır.

İşbu yazımızda, bu yasağın muhatapları, esasları, istisnaları ve sonuçları değerlendirilmektedir.

REKABET YASAĞINA TABİ OLANLAR

  1. Yönetim Kurulu Üyeleri

TTK md. 396/1 hükmü ile rekabet yasağının getirildiği kişiler esasen yönetim kurulu üyeleridir.

Buna göre; anonim şirket yönetim kurulu üyeleri, şirket genel kurul iznini almaksızın şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendisi veyahut başkası hesabına yapamaz. Bu yasak, sadakat yükümlülüğünün bir sonucu olarak düzenlenmiştir.

  1. Murahhas Müdürler

TTK kapsamında anonim şirketlerde şirketin yönetim ve temsiline ilişkin yetkilerin yönetim kurulu üyeleri dışında üye olarak bulunmayan üçüncü kişilere de devredilebilmesi mümkündür. Bu kapsamda murahhas müdürlerin de söz konusu rekabet yasağına tabi olup olmadıkları değerlendirilmelidir. Doktrindeki genel görüşe uygun olarak murahhas müdürlerin, yönetim kurulunun yetkilerini haiz olmaları ve bu kapsamında şirketin yönetim ve temsilinde görev almaları hasebi ile yönetim kurulu üyelerinden farksız olarak rekabet yasağı kapsamında kabul edilmeleri gerektiği kanaatindeyiz.

  1. Pay Sahipleri

İlgili madde, pay sahipleri bakımından rekabeti yasaklamamıştır. Nitekim doktrindeki baskın görüş de pay sahiplerinin rekabet yasağına tabi olmadığı yönündedir. Ancak pay sahiplerinin kural olarak ortaklığa karşı sadakat yükümlülükleri bulunduğu ve Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 2. maddesi gereği dürüstlük ilkesinin uygulama alanı bulacağı görüşüne dayanan azınlık görüş pay sahiplerinin de rekabet etme yasağına tabi olduğunu belirtmektedir. Bu husustaki görüşümüz pay sahiplerinin kural olarak rekabet yasağına tabi olmadıkları yönündeki genel görüşe uygundur.

İSTİSNALARI

  1. Yönetim Kurulu Üyeleri ve Murahhas Müdürler Bakımından

Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri için getirilen rekabet yasağı emredici ve mutlak bir yasak değildir. Nitekim “Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın “ ibaresi ile başlayan ilgili maddenin lafzından da anlaşıldığı üzere, yönetim kurulu üyeleri, genel kurulun iznini alarak bu tür iş ve işlemleri gerçekleştirebilmektedir.

Genel kurul tarafından verilecek olan izin, önceden verilebileceği gibi sonradan açık veya zımni onay şeklinde de olabilir. Bu halde ilgili yönetim kurulu üyeleri ve murahhas üyeler bakımından rekabet yasağından bahsedilemeyecektir.

  1. Pay Sahipleri Bakımından

Pay sahiplerinin rekabet yasağına tabi olmadığı genel görüştür. Bu başlık altında ise pay sahipleri bakımından bu yasağın nasıl getirilebileceği irdelenmektedir. Uygulamada, pay sahiplerinin kendi aralarında akdedecekleri “Pay Sahipleri Sözleşmesi” gibi bir sözleşme ile bu türde bir yasak getirilip getirilemeyeceği hususu tartışmalıdır.  TTK’nın 329/2 ve 480/1 maddeleri ile pay sahiplerinin şirkete karşı tek kanuni yükümlülüğünün taahhüt edilen sermaye paylarının ödenmesi olduğu bunun haricinde pay sahibine esas sözleşme ile başkaca borç yüklenemeyeceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu sebeple pay sahiplerine, ayrı bir sözleşme ile rekabet yasağı getirilmesi ve bunun geçerliliği şirketler hukuku bakımından tartışmalı hale gelmektedir. Ancak tarafımızın da görüşü, sözleşme serbestisi ilkesi gereği birbirlerine karşı pay sahipleri sözleşmesi ile bu yönde bir taahhüt altına giren pay sahiplerinin sözleşmede belirlenen sorumluluklarının doğacağı yönündedir. Bu noktada, sözleşmede getirilecek rekabet yasağının geçerli olabilmesi için ekonomik özgürlüğü kısıtlayıcı nitelikte ve dürüstlük kuralına aykırı olmamak kaydı ile süre ve coğrafi alan bakımından belirlenmesi gerektiğini ifade etmek isteriz.  (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11.06.2015 T., 2014/11565 E. 2015/8187 K.)

UYGULAMA ŞARTLARI 

  1. Şirketin Yaptığı Ticari İş Türünden Bir İş Yapma

Rekabet yasağının iki halinden biri olan bu halin oluşması için, yapılan işin ortaklık tarafından fiilen uğraşılan işlerden olması ve ticari nitelikte bir iş olması şartı ile yapılan işin üye tarafından kendi veya başkası hesabına yapılmış olması şartının bulunması gerekir.

  1. Aynı Türden Ticari İşlerle Uğraşan Bir Ortaklığa Sınırsız Ortak Olma

Yönetim kurulu üyeleri aynı konu ile uğraşan başka bir ortaklığa, sorumluluğu sınırsız ortak olarak giremez. TTK md. 396 hükmü ortaklık yönetim kurulu üyelerinin aynı konu ile uğraşan kolektif bir ortaklığa girmelerini, komandit ortaklıkta komandite ortak olmalarını veya adi ortaklık ortağı olmalarını rekabet yasağına aykırı saymıştır. Buna karşılık bu kişilerin, kooperatiflerde sınırlı sorumlu ortak ve komandit şirkette komanditer ortak, anonim ve limitet şirketlerde ise ortak olmaları bu yasak kapsamında değerlendirilmeyecektir.

TTK’da başka bir şirkete yönetim kurulu üyesi olma hakkında bu tür bir yasak bulunmamaktadır. Hakim görüşe göre ise yönetim kurulu üyesinin, aynı türden işlerle uğraşan bir diğer ortaklıkta yönetici olarak görev alması rekabet yasağına aykırıdır.

REKABET YASAĞININ SINIRLARI

  1. Yer Bakımından

Bir bölgede faaliyet gösteren anonim ortaklığın yönetim kurulu üyelerinin, ortaklığın faaliyet gösterdiği yer ve müşteri çevresiyle hiç ilgisi bulunmayan başka bir il veya ilçede aynı konularla uğraşması kabul edilmelidir.

  1. Zaman Bakımından

Yönetim kurulu üyelerinin tâbi olduğu rekabet yasağı, yönetim kurulu üyeliği sıfatına bağlı olduğundan, kural olarak, üyelik sıfatının kazanılması ile başlar, kaybı ile sona erer. Sonuç olarak, rekabet yasağı yönetim kurulu üyesi bakımından üyelik süresi ile sınırlıdır.

Üyelerin tâbi bulunduğu rekabet yasağı üyelik sıfatından doğduğundan, bu sıfatın herhangi bir sebeple sona ermesi yasağı da ortadan kaldırır. Ancak, üyelik sıfatının devam ettiği zamanlarda meydana gelmiş yasağa aykırılıklardan ortaklık lehine doğan haklar saklıdır.

REKABET YASAĞINI İHLAL ETMENİN SONUÇLARI 

Yönetim kurulu üyesinin rekabet yasağına aykırı faaliyetlerde bulunması sonucunda şirketin,

  1. yönetim kurulu üyesinden tazminat isteme,
  2. yapılan işlemin şirket adına yapılmış sayılması,
  • üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmek

hususunda seçimlik hakları bulunmaktadır. Bu haklardan birinin seçilmesi rekabet yasağına aykırı davranan yönetim kurulu üyesi dışındaki üyelere ait olacaktır.

Tazminat talebinde yönetim kurulu üyesinin yasağa aykırı olarak yaptığı işlemden doğan ortaklık zararının ve yoksun kalınan karın ispatı gerekmektedir.  Yapılan işlemin şirket adına yapılmış sayılması halinde ise şayet işlem üçüncü bir kişi hesabına yapılmışsa bu yaptırımın uygulanamayacağı unutulmamalıdır. Burada önemli olan, üyenin işlemi kendi hesabına yapmış olmasıdır.

  1. ZAMANAŞIMI

Rekabet yasağı halinde talep edilebilecek haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar. Diğer üyelerden sadece birinin öğrenmesi zamanaşımının başlaması için yeterli olup zamanaşımı süresi her ticari işlem hakkında ayrı ayrı işleyecektir.

  1. SONUÇ

Ticari hayatın içerisinde rekabet varken ve esasen sistem, üretimde verimlilik ve teknik gelişmeyi, kaliteyi artırmak için rekabeti desteklerken bir yandan da bu durumun kötüye kullanılmaması, MK md. 2 dürüstlük kuralı ile sadakat, özen ve bağlılık yükümlülüğünün bir parçası olarak rekabeti sınırlayıcı mevzuat düzenlemeleri yapmakta ve bunun takibini sağlamak üzere kurumlar oluşturmaktadır. İşbu yazımızın konusu olan rekabet yasağı da anonim şirket yönetim kurulu üyeleri için TTK md. 396’da getirilen rekabet yasağıdır. Anonim şirket yönetim kurulu üyelerine ve buna bağlı olarak murahhas müdürlerine, görev süreleri ile sınırlı olarak getirilen bu yasak mutlak nitelikte değildir. Kanun koyucu bu konuda anonim şirketlere serbesti tanımaktadır. Ancak şirket genel kurulunun açık veya zımni izni olmaksızın işbu yasağı yukarıda detaylı izah ettiğimiz üzere ihlal eden yönetim kurulu üyeleri ve murahhas üyeler tazminat talebi, işlemin şirket adına yapılmış sayılması veya üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğu taleplerinden biri ile karşı karşıya kalabilirler. Yine ilgili maddenin son fıkrası gereği yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan diğer yükümlülükleri de dava konusu edilebilecektir. Bu cihetle uygulamada yöneticilerin işbu yasağı göz ardı etmemeleri, gerekirse bu konuda genel kurulun yazılı iznini almaları önemlidir. Zira, şirketin şifahen veya zımni olarak onayı olsa bile bunu ispat etmek kolay olmayacaktır.

Diğer bir konu ise şirket hissedarları bakımından yasal olarak mevcut olmayan rekabet yasağının, hissedarlar arasında yapılacak bir sözleşme ile nasıl hayata geçirileceği ve bu kapsamda sorumlulukların titizlikle belirlenmesidir. Zira uygulamada, bir çok firma ve hissedarları bu tür bir durum ile karşılaştığında şirketi ve/veya ortaklıklarını koruyan bir sözleşmeye sahip olmadığından ciddi zarara uğramaktadır.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Rekabet yasağı, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin ve murahhas müdürlerin, şirketin faaliyet konusuna giren işlerde kendileri veya başkası adına ticari faaliyet göstermelerini engeller. Amaç, şirket çıkarlarını korumak, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmek ve sağlıklı bir rekabet ortamını sürdürmektir.

Türk Ticaret Kanunu (TTK) 396. maddesi, yönetim kurulu üyeleri için rekabet yasağı getirmiştir. Ayrıca murahhas müdürler de yönetim kurulunun yetkilerini haiz oldukları için bu yasak kapsamında kabul edilir. Ancak, pay sahipleri genellikle bu yasağa tabi değildir.

Pay sahipleri, genel görüşe göre rekabet yasağına tabi değildir. Ancak, pay sahipleri arasında yapılacak bir sözleşme ile bu tür bir yasak getirilebilir. Bu tür sözleşmelerin geçerli olabilmesi için ekonomik özgürlüğü kısıtlamayan, dürüstlük kuralına uygun, süre ve coğrafi alanla sınırlandırılmış olması gereklidir.

Evet, yönetim kurulu üyeleri, genel kurulun iznini alarak rekabet yasağını aşabilir. Bu izin, genel kurul tarafından önceden veya sonradan açık ya da zımni olarak verilebilir.

Yönetim kurulu üyesinin rekabet yasağını ihlal etmesi durumunda şirket, tazminat talep edebilir, yapılan işlemi şirket adına yapılmış sayabilir veya üçüncü kişilerle yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava edebilir. Bu hakların kullanılması diğer yönetim kurulu üyelerine aittir.

Coğrafi açıdan, rekabet yasağı, şirketin faaliyet gösterdiği bölge ile sınırlıdır. Zaman açısından ise, bu yasak, yönetim kurulu üyeliği süresi ile sınırlıdır. Üyelik sona erdiğinde rekabet yasağı da sona erer.

Rekabet yasağını ihlal eden ticari işlemlere karşı talep hakları, yönetim kurulu üyelerinin bu işlemleri öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde işlemlerin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde zamanaşımına uğrar.

Pay sahipleri arasında rekabet yasağı, taraflar arasında yapılacak bir “Pay Sahipleri Sözleşmesi” ile getirilebilir. Bu sözleşme, dürüstlük kuralına uygun ve ekonomik özgürlüğü kısıtlayıcı olmayacak şekilde sınırlandırılmalıdır.

Yönetim kurulu üyeleri, aynı iş alanında faaliyet gösteren başka bir şirkette yönetici olarak görev alırsa bu durum rekabet yasağını ihlal eder. Ancak, TTK’da, başka bir şirkette yönetim kurulu üyesi olma hakkında doğrudan bir yasak bulunmamaktadır.

Tazminat talebi için, yönetim kurulu üyesinin yasağa aykırı işleminden kaynaklanan zarar ve yoksun kalınan karın ispat edilmesi gereklidir. Ayrıca, işlemin şirket adına yapılmış sayılması halinde, işlem üçüncü bir kişi adına yapılmışsa bu yaptırım uygulanamaz.

About the Author:

Latest Articles In The Law Bulletin
Zeynep ÜNAL
Emre Salihoğlu
Nazlı KEÇECİ
Dr. Süleyman KIRAN
Alihan KIZILTEPE
News from AESY Legal!
Copyright © 2024 AESY Legal