6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (“TTK”) göre beş farklı şirket türü bulunmaktadır. Ülkemizde en çok kurulan şirket türleri ise anonim şirketler ve limited şirketlerdir. Ticaret Bakanlığı verilerine göre yaklaşık olarak tüm şirketlerin %82’si limited şirket iken, %13’ü anonim şirkettir.[1] Limited şirketlerin bu denli yaygın olduğu ticari hayatta bu şirketlerin ortaklığından çıkmaya ya da çıkarılmaya ilişkin bilgi sahibi olmak önem arz etmektedir. Özellikle ortaklar arası uyuşmazlıklarda sıklıkça karşımıza çıkan bu konuya ilişkin bilgi notumuzu bilgilerinize sunmaktayız.
Anonim şirketlerde payın serbestçe tedavül edilebilirliği ilkesi geçerlidir. Bu ilkeye göre, kural olarak çıplak ya da senede bağlanmış bir pay, herhangi bir şirket organı, pay sahipleri veya üçüncü kişilerin onayı aranmaksızın diğer pay sahiplerine veya üçüncü kişilere devredilebilir ve bu sayede anonim şirket ortağı payını devretmek suretiyle ortaklıktan ayrılabilir.
Limited şirketlerde de esasen ortak sıfatını temsil eden esas sermaye payı devredilebilmektedir. Ancak anonim şirketlerin aksine limited şirketlerde pay devri, limited şirketlerin iç ilişkide şahıs şirketi özelliği taşımaları ve birbirini tanıyan kişilerce kurulmaları nedeniyle[2] yasal olarak ağırlaştırılmış şartlara tabi tutulmuştur. Nitekim pay devrinin geçerli olabilmesi için kural olarak devrin limited şirket genel kurulu tarafından açık veya örtülü bir biçimde onaylanması şarttır. (TTK m. 595/2)
Limited şirketlerde ortağın ortaklıktan ayrılması, yani çıkması ve çıkarılması TTK’nın 638-642. maddelerinde düzenlenmiştir. Anonim şirketlerde limited şirketlerde olduğu gibi çıkma çıkarılma hükümleri bulunmasa da, şirketin haklı nedenle feshinin talep edildiği hallerde mahkeme tarafından fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilebilmektedir.[3] Anonim şirketlerin aksine limited şirketlerde ayrıca çıkma ve çıkarılmaya ilişkin hükümlerin bulunması, limited şirket paylarının tedavülünün anonim şirketlerdeki gibi serbestçe gerçekleşememesi, pay devrinin genel kurulun onayına tabi tutulması ve pay devri amaçlandığında alıcı bulma hususunda zorluklar yaşanması gibi gerekliliklerden ileri geldiği söylenebilir.
Şirket sözleşmesinin ihtiyari içeriğini düzenleyen TTK m. 577/1-k bendinde, şirket sözleşmesinde ortaklara çıkma hakkının tanınabileceği ve bunun kullanılmasının belli şartlara bağlanabileceği öngörülmüştür. Nitekim TTK’nın 638/1. maddesi, şirket sözleşmesinin ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabileceğine ve bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabileceğine işaret etmektedir.
Bununla beraber TTK’nın 638. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” düzenlemesiyle şirket sözleşmesinde yer almasa dahi haklı sebeplerin varlığında da çıkma hakkının kullanılabileceği öngörülmüştür.
Çıkma hakkı, bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup çıkma, ortağın kendi iradesiyle şirketten ayrılması anlamına gelmektedir.[4] Çıkmayı pay devrinden farklı kılan, pay devrinde devralanın ve devredenin karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri gerekirken çıkmada ortağın tek taraflı iradesinin ortaklık sıfatını sona erdirmeye yeterli olmasıdır.[5]
Ortağın iradesi ile ortaklık sıfatını sona erdirebileceği haller; limited şirketlere ilişkin sözleşmeyle düzenlenen çıkma sebepleri ve kanundan kaynaklanan çıkma hallerine ilişkin TTK m. 638-639 hükmünde, genel hükümlerde ise TTK m. 141/1 ve m. 202/1-2 hükümlerinde düzenlenmiştir. Bunun dışında şirket sözleşmesinde çıkmaya ilişkin açık bir düzenleme öngörülmese dahi oybirliği bulunması halinde bir ortağın şirketten iradi olarak çıkması mümkündür.[6]
Sözleşme ile Düzenlenen Çıkma Halleri
TTK’nın 577/1-k bendinde yapılan atıfla ve 638. maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeyle, şirket sözleşmesinde ortağa çıkma hakkının tanınması mümkün kılınmıştır. Bu halde ortak, şirkete yönelteceği varması gereken tek taraflı irade beyanıyla sözleşmede yer alan bir çıkma sebebine dayanarak ortaklıktan çıkmaya yetkili kılınmış bulunmaktadır.
Çıkma hakkı şirketin kuruluş sözleşmesinde yer alabileceği gibi sonradan TTK 589 uyarınca şirket sözleşmesinin değiştirilmesi şeklinde de tanınabilmektedir.[7] Bununla beraber sözleşmede tanınan çıkma hakkının sözleşmesel müktesep hak niteliğinde olması nedeniyle bu hakkın sınırlandırılması, kaldırılması veya kullanımının ağırlaştırılmasının ancak ilgili ortakların muvafakati ile mümkün olduğu belirtilmektedir.[8]
TTK’nın 638. maddesinde çıkma hakkının tanınabileceği ve bu hakkın kullanımının belirli şartlara bağlanabileceği öngörülmekle, esasen maddi veya şekli yahut süreye ilişkin[9] çeşitli şartlara bağlanabileceği gibi koşulsuz şartsız da tanınabileceği ifade edilmiş olmaktadır.[10] Çıkmaya ilişkin herhangi bir şart öngörülmediği takdirde, ortak çıkma hakkını şirkete yöneltmek suretiyle kullandığında başkaca herhangi bir işleme gerek olmaksızın veya şirketin onayına tabi tutulmaksızın ortağın şirketten ayrılması gerçekleşmektedir.[11] Ancak şartsız ortaklıktan çıkmada dahi bu hakkın kullanılmasının dürüstlük kuralına uygun olması gerekir.
Şirket sözleşmesinde çıkma şartları çıkma hakkının noter yoluyla kullanılması şartı getirilmesi gibi şekle ilişkin veya ihbar süresinin öngörülmesi gibi süreye ilişkin şartlar düzenlenebilmektedir.[12] Bununla beraber, doğrudan ortaktan kaynaklanan veya ortağın şahsından kaynaklanan esasa ilişkin sebepler de öngörülebilmektedir. Örneğin şirketin uzun süre kâr etmemesi gibi şirkete ilişkin sebepler veya ortağın belli bir yaşa gelmesi ya da sağlık problemleri gibi ortağa ilişkin sebepler çıkma sebebi olarak düzenlenebilir.[13] Bu çerçevede şirket sözleşmesinde farklı ortaklar için farklı çıkma koşulları öngörülmesi de mümkün olmaktadır.[14] Sözleşme serbestisi gereği, çıkma sebepleri emredici hükümlere, ahlak ve adaba aykırı nitelikte olmamak koşuluyla serbestçe düzenlenebilmektedir.
Ortak tarafından çıkma hakkının kullanılması ile şirket, şirket sözleşmesinde öngörülen şartın gerçekleşmediği veya maddi ya da şekli herhangi bir sebebe dayanarak çıkma bildiriminin geçersizliğinin tespiti davası ikame edebilecektir.[15] Çıkma sebebinin gerçekleşmediği yahut bildirimin geçersiz olduğunun tespiti ve bu hususlarda ispat yükü şirkettedir. Bununla beraber ortak da çıkma bildiriminin geçerliliğinin tespitini dava edebilmektedir.
Kanunda Düzenlenen Çıkma Halleri
TTK 638. maddesinin 2. fıkrası ile haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği öngörülmüştür. Böylelikle şirket esas sözleşmesinde yer almasa dahi, pay devrinin zor olduğu ve güven ilişkisinin önem arz ettiği limited şirkette ortak olarak yer almanın kendisi için çekilmez olduğu hallerde bu ilişkiye devam etmek zorunda olmayıp haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası yolu ile şirketten ayrılabilmektedir. Dava yolu ile çıkma hakkının kullanılması doğrudan kanundan kaynaklanmakta olup, çıkma hakkının şirket sözleşmesiyle veya genel kurul kararıyla sınırlandırılması da mümkün değildir.[16]
TTK’da hangi hallerin haklı sebep teşkil edeceği açıkça düzenlenmemiştir. Bu hususta kolektif şirkete ilişkin TTK’nın 245. maddesinden örnekseme yoluyla yararlanılabilmektedir.[17] TTK’nın 245. maddesine göre, haklı sebep, “şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebepleri, şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kaldıran” sebeplerdir.
Haklı sebepler her somut olaya göre kendi şartları içerisinde değerlendirilebilecek olsa da doktrinde de çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Baştuğ’a göre haklı sebep, ortağın “şirkete katılmasını sağlayan şahsi ve maddi nitelikteki amilleri ortadan kaldıracak nitelikte önemli” ve “objektif olarak kendisinden şirkete devamı istenemeyecek bir durumu yaratmış” olmalıdır.[18] Bu doğrultuda hâkimin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır.[19] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2017 tarih ve 2016-4188/6392 sayılı kararında haklı sebep kavramı “ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren ve dürüstlük kurallarına göre ilişkiyi sürdürmesinin ortaktan beklenemeyeceği nesnel ve objektif haller” şeklinde tanımlanmıştır.
Bu çerçevede ortakların boşanmış olmaları, ortaklar arasındaki kalıcı nitelikte ve çekilmez boyuttaki husumet, şirket hakkında bilgi verilmemesinin süreklilik kazanması, şirketin amacını gerçekleştiremeyecek derecede borca batık olması gibi sebepler çeşitli Yargıtay kararlarında çıkma davasında haklı sebep olarak değerlendirilmiştir.[20]
Haklı sebepler ortaklardan veya şirketten kaynaklanabilir. Çıkmayı talep eden ortağın çıkma davasında çıkmasına karar verilebilmesi için kusursuz olması aranmasa da haklı sebep oluşturduğunu iddia ettiği olguların gerçekleşmesine şahsen sebebiyet vermemiş olması, başka bir deyişle kusurunun diğer ortaklara nazaran baskın olmaması gerekir.[21]
Açılacak dava inşaî nitelikte ve verilen karar yenilik doğuran karar niteliğinde olup kesinleşmekle birlikte hüküm ve sonuçlarını doğurmaktadır.[22]
Çıkmaya Katılma
TTK’nın 639. maddesi uyarınca, bir ortağın şirket sözleşmesinde düzenlenen sebeplere dayanarak çıkma bildirimde bulunması ya da haklı sebeplerin varlığı nedeni ile çıkma davası açması halinde, müdürler gecikmeksizin diğer şirket ortaklarını durumdan haberdar edecek ve diğer ortaklar da bir ay içinde çıkmaya katılma hakkını kullanabilecektir. Bununla beraber TTK 639/4 uyarınca ortağın şirket sözleşmesinde belirtilen sebeplerle veya haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkarılması halinde katılma mümkün değildir.
Çıkmaya katılma hakkı, TTK 559 gereği emredici nitelikte, yenilik doğuran bir hak olup kabule tabi değildir.[23] Çıkma hakkının ortağın dürüstlük kuralına aykırı olarak şirketin özkaynaklarından tek başına yararlanmasını önlemek ve çıkan ortakların sermaye payları oranında eşit işleme tabi tutulmasını sağlamak için düzenlenmiş olmakla aynı zamanda usul ekonomisine de hizmet eder.[24]
Çıkmaya katılma hakkının kullanılabilmesi için, bir şirket ortağı tarafından sözleşmesel bir sebebe dayanarak çıkma bildiriminde bulunulmuş olması veya haklı sebeple çıkma hakkının kullanılmış olması gerekir. TTK 639 uyarınca müdürlerin gecikmeksizin diğer ortakları haberdar edeceği düzenlenmiş, bu bilgilendirmeden itibaren çıkmaya katılma hakkının kullanılması için bir aylık hak düşürücü süre[25] öngörülmüştür.
Öğretide çeşitli görüşler olmakla beraber[26] genel kanaate göre aksi halde maddenin amacına aykırı olacağından, çıkmaya katılma hakkını kullanan ortak çıkma hakkını kullanan ortağın çıkma hakkını kullanırken dayandığı sözleşmesel veya haklı sebebe dayanmak zorunda değildir.[27] Çıkmaya katılan ortak, kendisi için geçerli başkaca bir sözleşmesel veya haklı sebebe dayanarak çıkmaya katılma hakkını kullanabilecektir.
Nihayet, ortakların ayrılma akçesinin hesaplanması, ödenmesi ve muacceliyetine ilişkin konularda TTK 639/3. maddesi uyarınca, müdürlerin eşit şartlardaki ortaklara eşit işlem yapma borcunun bir tezahürü olarak, çıkan tüm ortaklar esas sermaye payları ile orantılı olarak eşit işleme tabi tutulacaktır.
Sonuç
Limited şirketler, kanun sistematiğinde ticaret şirketleri arasında düzenlenmiş olup aynı zamanda şahıs şirketine has birtakım özellikler barındırmaktadır. Ortaklar arasındaki yakın ilişki iş birliği ve güven duygusunu gerekli kılmakta, bu ilişkinin devamının çekilmez olması durumlarında ise pay devrinin şirketin niteliği gereği genel kurul onayına tabi kılınması ve bu sebeple ayrılmanın çok kolay olmaması nedeniyle alternatif çözümleri gerektirmektedir.
Ortaklığın devamı kendisi için çekilmez olan ortak, sözleşmede yer alan sebepler kendisi için geçerliyse şirkete yönelteceği tek taraflı bir irade beyanıyla ortaklıktan ayrılabilir. Sözleşmede hüküm bulunmaması hallerinde ise haklı sebebin varlığı halinde her zaman dava yoluyla ortaklıktan ayrılmayı talep edebilir. Bununla beraber bazı hallerde ortağın şirkette yer alması ortaklık açısından olumsuz sonuçlara yol açabilir. Kanunda ortaklar için yapılan düzenlemeye paralel olarak şirkete de sözleşmesel ya da haklı sebeplerin varlığı halinde ortağın şirketten çıkarılmasını sağlama imkânı tanımıştır.
Çıkma ve çıkarılmaya ilişkin düzenlemeler neticesinde, menfaat ihtilafları yaşandığında şirketin feshi gibi keskin bir çözümden ziyade, ayrılan ortağın ayrılma akçesi tanımak suretiyle hakkının takdir edilmesi ile şirketin devamlılığı açısından uygun bir çözüm getirilmiş olmaktadır. Bu sayede ekonomik fayda beklentisiyle şirkete dahil olmuş diğer ortaklar ve ülke ekonomisi açısından da çıkma ve çıkarılma kurumlarının önem arz ettiği söylenebilmektedir.
[1] https://ticaret.gov.tr/data/5d3e935313b87607d8feeffc/rehber_Tr.pdf.
[2] Oruç̧ Hami Şener, Yargıtay Kararları Işığında Limited Ortaklıklar Hukuku, 1. Bası, Ankara, Seçkin Yayınları, 2017, s. 279.
[3] Şener, Ortaklıklar Hukuku, s. 635.
[4] Yıldız, a.g.e., s. 173; Taşdelen, a.g.e., s. 85; Ersin Çamoğlu, “Limited Şirketten Çıkma-I”, Yaklaşım Dergisi, S. 253, 2014, s. 256.
[5] Tuğba Özdoğan Daloğlu, Limited Şirketlerde Çıkma ve Çıkarılma, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2019, s. 19.
[6] Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 213.; Arslanlı/Domaniç, a.g.e., s. 767-771.
[7] Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 211.
[8] Mehmet Umur Tarhan, “Limited Şirket Ortaklığından Çıkma ve Çıkarılma (TK 638-642)”, yay. haz.: Abuzer Kendigelen, İsmail Cem Soykan, Necdet Uzel, Müge Evlek, Nurgül Yıldız, Yürürlüğünün 6. Yılında ve Yargıtay Kararları Işığında Türk Ticaret Kanunu Sempozyumu (Tebliğler ve Tartışmalar), İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2018, s. 181-182.; Öztürk Dirikkan, a.g.e., s. 34. (Aksi yönde: Baştuğ, a.g.e., s. 31; Taşdelen, a.g.e., s. 177-178)
[9] Baştuğ, a.g.e., s. 32 vd.
[10] Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 212.; Mustafa Yasan, Limited Şirketlerde Ortakların Genişletilmiş Sorumluluğu, Ankara, Yetkin Yayınları, 2018, s. 141.; Taşdelen, a.g.e., s. 176.; Ayşe Şahin, “Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Limited Ortaklıkta Ortağın Çıkması ve Çıkarılmasına İlişkin Hükümlerinin Değerlendirilmesi”, Ersin Çamoğlu’na Armağan, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2013, s. 177.; Şener, Limited Ortaklıklar, s. 873.
[11] Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 212.
[12] Özdoğan Daloğlu, a.g.e., s. 24.
[13] Arslanlı/Domaniç, a.g.e., s. 767.; Tekinalp, a.g.e., N. 21-40, s. 492; Taşdelen, a.g.e., s. 176.
[14] Çamoğlu, a.g.e., s. 256.
[15] Çıkma, şirkete ulaşmakla sonuç doğuran bir bozucu yenilik doğuran hak niteliğinde olduğu için şirket tarafından açılacak bu davada verilecek karar ancak bir tespit hükmü niteliğinde olabilecektir. Bu sebeple karar geçmişe etkili olup açıklayıcı niteliktedir. (Bkz: Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 213; Veliye Yanlı, “Limited Şirketlerde Payın Şirket Tarafından Edinilmesinde Şekil”, Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal Tekinalp’e Armağan, C. I, İstanbul, 2003, s. 685-686.)
[16] Baştuğ, a.g.e., s. 23.; Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 214.
[17] Baştuğ, a.g.e., s. 44-45.; Kendigelen/Kırca, a.g.e.; s. 215.
[18] Baştuğ, a.g.e., s. 47.
[19] Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 216.; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.11.2001 tarih ve 7132/9218 sayılı kararı.
[20] Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 218.
[21] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08.02.2021 tarih ve 2020-1428/980 sayılı kararı.
[22] Kendigelen/Kırca, a.g.e., s. 216.
[23] Tekinalp, a.g.e., N. 21-42, s. 492; Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, Güncellenmiş 3. Baskı, C. 3, Seçkin Yayıncılık, 2017, s. 3158.; Reha Poroy, Ünal Tekinalp ve Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku II, Güncellenmiş 13. Bası, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2017, N. 1675t., s. 432.
[24] Özdoğan Daloğlu, a.g.e., s. 52.; Şener, Limited Ortaklıklar, s. 897.; Çamoğlu/Poroy/Tekinalp, a.g.e., N. 1676h., s. 436.; Tekinalp, a.g.e., N. 21-42, s. 493; Taşdelen, a.g.e., s. 175.; Bilgili/Demirkapı, a.g.e., s. 768.; TTK m. 639 gerekçesi.
[25] Eriş, a.g.e., s. 3158.
[26] Sözleşmesel çıkma hakkına katılacak ortağın, çıkma iradesini açıklayan ilk ortakla aynı sözleşmesel sebebe dayanması gerektiği, ancak çıkma davasının bulunması halinde çıkmaya katılacak ortağın farklı haklı sebeplere dayanabileceğine ilişkin görüş için bkz: Şahin, a.g.m., s. 187, 208.; Bilgili/Demirkapı, a.g.e., s. 769; Şener, Limited Ortaklıklar, s. 895.; Tarhan, a.g.m., s. 187.
[27] TTK m. 639 gerekçesi.; Özdoğan Daloğlu, a.g.e., s. 57.; Şahin, a.g.m., s. 187, 208; Bilgili/Demirkapı, a.g.e., s. 769.; Şener, Limited Ortaklıklar, s. 895.; Tarhan, a.g.m., s. 187.