Borçlunun ifa etmekle yükümlü olduğu para biriminin ifa yerindeki para biriminden farklı olması durumunda yabancı para borcundan söz edilecektir. Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) 99. maddesi uyarınca yabancı para alacaklarının tahsili bakımından, alacaklının yabancı paranın ödenmesi için talep hakkı doğduğunda, alacaklı seçim hakkını yabancı paranın aynen ödenmesi yönünde kullansa dahi icra takibini kararlaştırılan yabancı parayı aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasına çevirerek ödenmesini talep etmek zorundadır. Alacaklı yabancı paranın aynen ödenmesi yönünde seçim hakkını kullanırsa, yabancı para alacağı fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk lirasına çevrilerek alacak tahsil edilecektir.
Yabancı para alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığında ilamsız takipte takip talebini düzenleyen maddeye göre, takip talebinde alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı belirtilmelidir. Alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiğinin belirtilmesi gereklidir (İİK m 58/II/3).
Yukarıda belirtilen hükümler yabancı para alacaklarının tahsiline ilişkin düzenleme getirmişlerse de işbu hükümlerin konkordato halinde doğrudan uygulama alanı yoktur. Bu sebeple konkordatoda yabancı para alacaklarının tahsili bakımından izlenecek yolun -ki doktrinde ve uygulamada görüş birliği bulunmamaktadır- ve durumun belirlenmesi önem arz etmektedir. Özellikle ülkemiz gibi döviz kurlarının çok hareketli olduğu ülkelerde yabancı para alacaklarının hangi tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevrileceği hususu alacak miktarını doğrudan etkilemektedir. Bu çalışmamızda konkordatoda yabancı para alacağının alacaklılar toplantısında ve konkordato ödeme tablosunda hangi tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevrilerek kayda alınacağı hususu değerlendirilmeye çalışılacaktır.
İcra ve İflas Kanun’u 285 vd. maddeleri uyarınca mali anlamda zor durumda olan borçlunun, nakit akışını dengeye sokabilmesi ve ticari faaliyetlerine devam edebilmesi amacıyla –yasal şartları sağlaması halinde– borçlu hakkında konkordato mühlet kararı verileceği hüküm altına alınmıştır. Borçlu hakkında mühlet kararının verilmesi ile birlikte borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek ve konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ile alakalı inceleme yapmak üzere mahkemece konkordato komiseri ataması yapılmaktadır. Konkordato geçici mühlet kararının verilmesiyle birlikte komiser heyeti; konkordato teklifinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi ve borçluya konkordato kesin mühleti verilebilmesi için borçlunun malvarlığının gerçek durumu aktif ve pasifleriyle tespit edecek ve bu hususta mahkemeye rapor sunacaktır (İİK m 287/3; m 289/2-3). Bu kapsamda yabancı para alacaklarının hangi tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevrileceği hususu önem arz etmektedir.
Komiser heyeti borçlunun yabancı para borçlarının ne kadar olduğunu tespit ederken ticari defterlerindeki güncel kayıtları baz alacaktır. Buradaki Türk lirasına çevirme işlemi yabancı para alacağının Türk lirasına çevrildiği anlamına gelmeyecektir. Buradaki çevirmenin amacı az yukarıda ifade edildiği üzere borçlunun aktif ve pasifinin belirlenmesidir.
İkinci olarak borçlu hakkında kesin mühlet kararı verilmesiyle birlikte komiser heyeti tarafından alacaklılar, alacaklarını bildirmeye davet edilecektir (İİK m. 299 vd.). Komiser Heyeti bu ilanla, ilân tarihinden itibaren on beş gün içinde alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet eder. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır. Bu davet üzerine konkordato alacaklılar toplantısına katılarak oy kullanmak isteyen alacaklılar alacaklarını komisere bildirmelidir.
Peki bu bildirimi alan yabancı para alacaklısı, alacak kaydı yaptırırken alacağını yabancı para alacağı olarak mı yoksa Türk lirası olarak mı kaydettirecektir? Bu hususta İİK’da bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu konuda çoğunluk alacağın istisnai bazı alacaklar dışında Türk lirasına çevrilerek bildirilmesinin gerekli olduğunu kabul etmekle birlikte[1], yabancı para alacağının hangi tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevrileceği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Yabancı para alacağının hangi tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevrileceği hususundaki görüşler şu şekildedir;
Savunulan bir görüşe göre, yabancı para alacakları, konkordato mühletinin verildiği tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevrilerek yazdırılmalıdır. Bu görüşün savunucularına göre Ülke parasıyla alacaklı olanlar da mühlet verildiği tarihteki alacak miktarlarıyla konkordato çoğunluğun hesaplanmasında dikkate alındığından bu tarih tüm alacaklılar için ortak bir zaman kesiti olup alacaklılar arasında kur farkı nedeniyle ortaya çıkacak eşitsizlikler önlenecektir[2].
Bir görüşe göre, konkordatoya tabi alacaklılar arasında eşitsizlikleri önleyebilmek için yabancı para alacağı, alacaklının alacağını konkordato komiserine kaydettirdiği tarihteki kur üzerinden ülke parasına çevrilmelidir[3]. Bu görüşe göre, çeviri, tasdik sırasında değil, alacağın yazdırılması anında yapılacağı için, yabancı para açısından kurun hesabında tasdik tarihindeki değil, alacağın konkordatoya yazdırıldığı tarihteki kurun dikkate alınması, olası karışıklıkların önlenmesini sağlayacaktır. Şöyle ki, tasdik aşamasından önceki oylamada, kimin hangi tutar üzerinden nisaba katılacağının tespit edilmesi, yapılan bu tespitten sonra da bunun tasdik aşamasında artık değişmemesi gerekir.
Bir başka görüşe göre, kayıt tarihlerindeki farklılıklardan doğacak eşitsizlikleri önlemek için, konkordatoya tâbi yabancı para alacakları, tüm alacaklılar için ortak bir tarih olan İİK m 299’da öngörülen on beş günlük alacak kayıt süresinin son günü esas alınarak Türk lirasına çevrilmelidir[4] Bu görüşe göre, alacaklı alacağını komisere yabancı para olarak kaydettirir, komiser ise on beş günlük kayıt süresinin bitiminde bütün yabancı para alacaklarını o tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevirir.
Bir başka görüşe göre, yabancı para, eşitlik ilkesi gereğince konkordatonun tasdiki tarihindeki kur üzerinden Türk lirasına çevrilmelidir[5]. Bu görüşe göre yabancı paranın tasdik ile beraber Türk lirasına çevrilmesi halinde yabancı para alacaklısının dövizdeki değişimler sebebiyle zarara uğrama riski azalacaktır. Yine konkordatonun tasdik edilmesi halinde alacaklılara konkordato projesine göre ödeme yapılır. Çeviri mümkün olduğu kadar geç yapılırsa, yabancı para alacaklısı alacağını tam olarak elde edebilir. Ülke parasına çevirinin daha önceki bir tarihte yapılması, tasdik edilen konkordatonun borçlunun malvarlığı ile orantılı olmaması sonucunu doğurabilir.
Yukarıda zikredilen görüşlerin ortak noktası alacaklılar arasında eşitliğin sağlanabilmesi amacıyla yabancı para alacaklarının belirli bir tarihte Türk lirasına çevrilmesi gerekliliğidir. Erken dönemde Türk Lirasına çevrilmesi gerektiğini savunan görüşlere, mühlet süresinin uzunluğu sebebiyle ülkemizde dövizde yaşanan değişimler sebebiyle yabancı para alacaklısının ciddi anlamda zarar görebileceği ve gerek mühlet tarihinden gerekse alacak kayıt tarihinin son gününden sonra muaccel hale gelecek ve de komiser izni olmaksızın bu tarihten sonra doğan alacakların nisaba dahil edilirken hangi kur üzerinden Türk lirasına dahil edileceği hususunun belirsiz olduğu hususunda eleştiriler getirilmektedir. Kurun çevrileceği tarihin tasdik tarihi olarak baz alınması gerektiğini ileri süren görüşe ise; tasdikten çok daha önce yapılan alacaklılar toplantısında yabancı para alacaklarının hangi tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevrilerek nisaba dahil edileceği hususunun belirsiz kaldığı noktasında eleştiriler getirilmektedir.
Doktrindeki görüşler yukarıda özetlenmekle birlikte bazı bölge adliye mahkemeleri ve ilk derece mahkemeleri güncel kararlarında, alacak kayıt tarihinin son günü geçerli olan kura göre ülke parasına çeviri yapılması gerektiği yönünde kararlar vermektedir. Yine uygulamada komiser heyetlerinin alacak kaydı için yapmış oldukları ilanlarında kayıt tarihinin son günündeki kurun dikkate alınacağı hususu vurgulanmaktadır.
Bu konuda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi E. 2021/1324 K. 2021/1331 sayılı ilamı şu şekildedir:
Müdahil … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Alacak kaydının bazı istisnalar (bu istisnalar, imtiyazlı alacaklar ile yabancı para üzerinden tesis edilmiş gayrimenkul rehni ile temin edilmiş alacaklardır, H. Pekcanıtez, Yabancı Para Alacaklarının Tahsili 3.Bası, Ankara 1998, s.252) haricinde Türk lirası olarak yapılmalıdır. Bu kurala göre başvuru tarihindeki kur üzerinden döviz cinsindeki alacak miktarının Türk Lirasına çevrilerek başvurunun yapılması gerekecektir. Ancak, Türk Lirasına çeviri tarihi hakkında ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Bazı yazarlar alacağı dövize bağlanmış olan alacaklara konkordatoda ayrıcalık tanınması gerektiren yasal bir dayanak bulunmadığını, konkordatoya tabi alacaklar arasında eşitlik ilkesi gereğince TBK m.99‘un konkordatoda uygulanmasının mümkün olmadığını, yabancı para alacağının konkordato kayıt tarihindeki Türk lirası karşılığının esas alınması gerektiğini kabul etmektedir. Diğer bazı yazarlar ise konkordatonun tasdiki tarihinin çeviri zamanı olarak esas alınması gerektiği görüşündedir. Bir diğer görüş ise yabancı para alacağının konkordato mühletinin verildiği tarihteki döviz kuru üzerinden Türk lirasına çeviri yapılarak konkordatoya yazdırılması gerektiği kanaatindedir. Özellikle, konkordatonun kabulü için gerekli çoğunluğun tespiti yabancı para alacaklarının bir an önce Türk Lirasına çevrilmesine, yani alacakların miktarının tespitinde eşit para biriminin kabulünü gerektirmektedir. Bu çerçevede ve kayıt tarihlerindeki farklılıklardan doğacak eşitsizliği önlemek için yabancı para alacaklarının tüm alacaklılar için ortak bir tarihte Türk lirasına çevrilmesi uygun olacaktır. Şu halde, yabancı para alacaklısı alacağını komisere yabancı para olarak kaydettirecek ama komiser on beş günlük kayıt süresinin bitiminde bütün yabancı para alacaklarını o tarihteki kur üzerinden Türk lirasına çevirecektir. Bu takdirde konkordato tasdik edilirse yabancı para alacaklısı alacağını artık tasdik edilen konkordato çerçevesinde ancak Türk lirası olarak talep edebilecek ve çeviri nedeniyle maruz kaldığı zarar için munzam zarar davası açamayacaktır. (Yeni Konkordato Hukuku, Editör: Prof.Dr.Selçuk Öztek, 2. Baskı, s.468,469,470, aynı yönde bkz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/542Esas ve 2022/561 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/379 Esas 2021/672 Karar).
Alacağı rehinle teminat altına alınan alacaklar, konkordatoya tabi olmayıp bu alacaklar bakımında takip yapılabilmekte ancak kural olarak bu takipte muhafaza ve satış işlemi yapılamamaktadır. Rehinle teminat altına alınan alacaklar bakımından faiz işlemeye devam edecektir. Bununla beraber, yabancı para alacağının miktarı rehinin konusu olan taşınır veya taşınmazın komiser tarafından kıymeti takdir edilen değerini aşmaktaysa, bu miktar için alacaklının rehin açığı bulunduğundan, bu alacak miktarı konkordatoya tâbidir. Rehin kapsamı dışında kalan yabancı para alacağının konkordato alacaklılar toplantısında hangi tarihli kur üzerinden Türk lirasına çevrileceği hususu yukarıda açıklanan durumlar dikkate alınarak tespit edilecektir.
SONUÇ
Yabancı para alacağının icra veya iflas yoluyla takibinde uyulması gereken zorunlu unsur yabancı para alacağının ülke parasına çevrilmesidir. Bu zorunluluğun bir yansıması İcra ve İflas Kanunu 285. vd. maddelerinde düzenlenen konkordato uygulamasında da karşımıza çıkmaktadır. İlk olarak konkordato mühlet kararı ile birlikte komiser heyeti tarafından borçlunun aktif ve pasifi tespit edilecek olup bu tespit yapılırken yabancı para alacakları güncel kur üzerinde Türk Lirasına çevrilerek tespitte bulunulacaktır. Buradaki Türk lirasına çevirme işlemi yabancı para alacağının Türk lirasına çevrildiği anlamına gelmeyecektir. Buradaki çevirmenin amacı borçlunun aktif ve pasifinin belirlenmesidir. İkinci olarak borçlu hakkında kesin mühlet kararı verilmesiyle birlikte komiser heyeti tarafından alacaklılar, alacaklarını bildirmeye davet edilecektir (İİK m. 299 vd.). Komiser Heyeti bu ilanla, ilân tarihinden itibaren on beş gün içinde alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet eder. Konkordatoya yapılacak alacak bildirimlerinin Türk Lirası üzerinden yapılması gerekmektedir. Yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilerek alacak kaydının yapılması gerekmektedir. Eğer, alacaklı alacak bildirimini yabancı para üzerinden yapmışsa, komiser bunu Türk Lirasına çevirerek kayıt etmesi gerekmektedir. Ancak burada yabancı para alacağının hangi tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevrileceği hususunda doktrinde bir görüş birliği bulunmamakta olup doktrinde bir tartışma söz konusudur. Ancak güncel yargı kararlarında ve uygulama kabul edilen görüş tüm alacaklılar için ortak bir tarih olan İİK m 299’da öngörülen on beş günlük alacak kayıt süresinin son günü esas alınarak Türk lirasına çevrilmesi gerektiği yönündedir. Yabancı para alacaklısının alacağı gerek konkordato nisabı oluşturulurken gerekse ödeme tablosu hazırlanırken bu tarih baz alınacaktır. Konkordato tasdik edilirse yabancı para alacaklısı alacağını artık tasdik edilen konkordato çerçevesinde ancak Türk lirası olarak talep edebilecek ve çeviri nedeniyle maruz kaldığı zarar için munzam zarar davası açamayacaktır.
[1] Selçuk Öztek, ‘Madde 299-Alacaklıları Alacaklarını Bildirmeye Davet’ iç. Selçuk Öztek (Edr) Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Adalet 2019, s. 315; Müjgan Tunç Yücel, Konkordato Mühletinin Alacaklılar Bakımından Sonuçları, Oniki Levha, 2020, s.118.
[2] Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan ve Muhammet Özekes, İcra ve İflâs Hukuku, 8. Baskı, Oniki Levha, 2021, s. 512; Levent Börü ‘Adi Konkordatoda Alacaklıların Alacaklarını Bildirmesi’ iç. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 173, s. 180. Kuru (n 17) 1774.
[3] Serhat Sarısözen, Konkordato, Genişletilmiş 5. Baskı, Yetkin, 2021, s. 547.
[4] Selçuk Öztek, Konkordato Şerhi, m. 299, s, 469.
[5] Hakan Pekcanıtez ve Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, Vedat, 2019, s. 56.