Search
Close this search box.

Alman Tedarik Zinciri Özen Yasası ve Türk Firmalara Etkisi

Table of Contents

  1. Alman Tedarik Yasası

Alman Federal Meclisi tarafından 11 Haziran 2021’de onaylanan, 16 Temmuz 2021 tarihinde de Alman Federal Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan Alman Tedarik Zinciri Özen Yasası, 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Anılan yasa ile Alman şirketler ve bu şirketlerin küresel tedarik zincirleri açısından çalışma ve çevre standartlarının korunması amaçlanmakta bahsi geçen şirketlere çeşitli yükümlülükler getirilmektedir. Bu sayede, insan haklarına saygılı, çevre korunmasını önemseyen global bir tedarik zinciri oluşturulması amaçlanmaktadır.

Alman şirketler, tedarik zincirlerinde bundan böyle insan haklarının korunması, çocuk işçiliğin önlenmesi, zorla çalıştırmanın yasaklanması, iklim ve doğal kaynakların korunması gibi bazı temel standartlardan sorumlu olacaklardır. Alman şirketlerin kendi faaliyetlerine ek olarak doğrudan ve dolaylı tedarikçilerinin faaliyetlerinden de farklı kapsamlarda sorumlulukları olacaktır.

Doğrudan tedarikçiler bu aşamada detaylı (risk analizi yapılması, önleyici ve iyileştirici tedbirler alınması gibi) incelenecek olup dolaylı tedarikçiler ise belirli şartların (insan hakları veya çevresel bir yükümlülüğün ihlalini gösteren olgusal belirtilerin) varlığı halinde inceleneceklerdir. Ancak, denetim yükümlülüklerinden kaçınmak amacıyla, doğrudan tedarikçinin dolaylı tedarikçi olarak gösterildiği hallerde, ara tedarikçinin doğrudan tedarikçi olarak kabul edileceği unutulmamalıdır.

Yasadan doğrudan etkilenen şirketler, öncelikle bir risk yönetim birimi kurarak insan hakları ve çevreye verilen zarar konusunda risklerin belirlenmesi, önlenmesi ve en aza indirilmesi konusunda adımlar atmalıdır.

  1. Yasaya Tabi Olanlar

Bahsi geçen yasa, Almanya’da yönetim merkezi, merkez şubesi, idari merkezi veya şirket sözleşmesinde yer alan merkezi bulunan ve

  • 3000’den fazla çalışanı olan firmalar için 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren,
  • 1000’den fazla çalışanı olan firmalar içinse 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olacaktır.

Yasa Alman şirketleri ile dünyanın çeşitli bölgelerindeki tedarikçilerini kapsamaktadır.

Kanun bakımından tedarik zinciri, bir şirketin tüm ürün ve hizmetlerini ifade etmektedir. Tedarik zinciri, hammaddenin çıkarılmasından nihai müşteriye teslimine kadar ürünlerin imalatı ve hizmetlerin yerine getirilmesi için gerekli olan yurt içi ve yurt dışındaki tüm adımları kapsamakta ve

  • Bir şirketin kendi iş alanındaki faaliyetini,
  • Doğrudan bir tedarikçinin faaliyetini
  • Ara tedarikçinin faaliyetini içermektedir.
  1. Yasa ile Getirilen Özen Yükümlülüğü

  • Getirilen Yükümlülükler ve Uygun Hareket Biçiminin Belirlenmesi

Şirketlerin kendi tedarik zincirlerinde; insan haklarına ve çevreye yönelik riskleri önlemek, en aza indirmek veya ihlal ve yükümlülükleri sonlandırmak amacıyla tabi oldukları yükümlülükler, Özen Yükümlülüğü altında aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.

  • Risk yönetim sistemi oluşturulması.
  • Kanun’un uygulanmasına ilişkin şirket içi yetkilendirme yapılması.
  • Düzenli risk analizi yapılması.
  • İlkesel bildirge yayınlanması.
  • Kendi faaliyet alanına ve doğrudan tedarikçilere ilişkin önleyici tedbirlerin alınması.
  • İyileştirici tedbirlerin alınması.
  • Şikâyet mekanizmasının oluşturulması.
  • Dolaylı tedarikçilerden kaynaklanan risklere ilişkin özen yükümlülüğünün yerine getirilmesi.
  • Belgeleme ve raporlama yapılması.

Özen yükümlülüğüne uygun hareket biçimi ise

  • Şirketin faaliyet türü ve kapsamına,
  • Şirketin, insan haklarına yönelik veya çevresel bir riskin veyahut insan haklarına yönelik veya çevresel bir yükümlülüğü doğrudan ihlale sebebiyet vereni etkileme kabiliyetine,
  • İhlalin tipik olarak beklenen ağırlığına, ihlalden geri dönülebilirliğine ve insan haklarına yönelik veya çevresel bir yükümlülüğün ihlal edilme olasılığına ve ayrıca,
  • Şirketin insan haklarına yönelik veya çevresel riske veyahut insan haklarına yönelik veya çevresel bir yükümlülüğe sebep sonuç katkısının (nedenselliğin) niteliğine göre

Belirlenecektir.

  • Özen Yükümlülüğü Kapsamında Getirilen Yasaklar
  • Çocuk işçi çalıştırılması yasaktır. Bu kısım aşağıdaki yasakları kapsar.
  • Zorla, kölelik şeklinde veya benzeri her tür çalışma,
  • Fuhuş, pornografik içerik üretimi, sunumu veya tedariğinde,
  • Uyuşturucu madde üretimi, ticareti, tedariği ya da sunumunda,
  • Doğası gereği çocukların sağlık, güvenlik ve ahlaki gelişimleri açısından zararlı işlerde,
  • Kişinin ceza tehdidi altında, borç köleliği veya insan kaçakçılığı gibi sebeplerle kendi iradesinin tam olmadan mecbur bırakılarak zorla çalıştırılması yasaktır.
  • Bu kısmın istisnaları ise; askerlik hizmeti, vatandaşlık yükümlülükleri, bir yargı kararının uygulanması, toplum hayatını tehdit eden olağanüstü durum ve felaket halinde yapılan çalışmalar olarak belirtilmektedir.
  • İş yeri ortamında her türlü tahakküm, baskı, kölelik, cinsel ya da ekonomik sömürü yasaktır.
  • Özellikle aşağıdaki durumlar nedeniyle iş kazası riski ya da işle ilgili sağlık tehlikeleri ortaya çıktığında istihdam yeri iş güvenliği yükümlülüklerine riayet edilecektir. Bu kapsamda, Türk tedarikçiler açısından Türk Hukuku’nun iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine uyulması yeterli olacaktır.
  • İş yeri ve iş ekipmanlarının sağlanması ve bakımında güvenlik standartlarının açıkça yetersiz kalması,
  • Kimyasal, fiziksel veya biyolojik maddelerin etkilerinden kaçınmak için uygun koruyucu önlemlerin eksikliği,
  • Özellikle çalışma saatleri ve dinlenme araları açısından uygun olmayan iş organizasyonu sebebiyle aşırı fiziksel ve zihinsel yorgunluğu önleyici tedbirlerin eksikliği
  • Çalışanların yetersiz eğitim ve öğretimi;
  • Sendikal Özgürlüklere uygun davranılacaktır.
  • İşçiler sendika kurmakta ve sendikaya üye olmakta özgürdür.
  • Bu hak, ayrımcılık veya misilleme gerekçesi olarak kullanılamaz.
  • Sendikalar istihdam yeri hukukuna uygun olarak faaliyet gösterebilirler.
  • Ayrımcılık yasaktır.
  • İstihdamın şartları gerektirmedikçe milliyet, etnik köken, sosyal sınıf, sağlık durumu, engellilik, cinsi yönelim, yaş, cinsiyet, siyasi görüş, din veya dünya görüşü temelinde ayrımcılık yasaktır. Eşit değerdeki iş için eşit olmayan ücretlendirme yasaktır.
  • Adil Ücret
  • Adil ücretin, uygulanacak hukuka göre belirlenecek asgari ücretin altında olmaması gereklidir.
  • Zararlı toprak tahribatına, su kirliliği, hava kirliliğine, zararlı gürültü emisyonuna veya aşırı su tüketimine yol açılması, gıdaların muhafaza ve üretimi için doğal yapının önemli ölçüde bozulması, güvenli içme suyuna erişimin engellenmesi, sıhhi müesseselere erişimin güçleştirilmesi veya ortadan kaldırılması, bir kişinin sağlığına zarar verilmesi yasaktır.
  • Bir kişinin geçimini güvence altına alan arazi, orman ve sudan, o kişinin hukuka aykırı olarak yoksun bırakılması yasaktır.
  • Özel ve Resmi Güvenlik Gücü Kullanımı
  • Şirketin projelerinin korunması sebebiyle görevlendirilen özel ve resmi kolluk kuvvetlerinin davranışlarının işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı davranışlar ile dernekleşme özgürlüğü ve sendikal özgürlüğü zedeleyen davranışları içermemesi gerekmektedir. Türk firmaların istihdam ettiği özel güvenlik çalışanları açısından bu yasak geçerli olacaktır.
  • Diğer İnsan Hakları İhlalleri
  • Kanunda yasaklanan hususlar dışında hukuka aykırılıkların oluşmasına sebep olan ihmali davranışlar yasaklanmaktadır.

Kanun’da çevresel riskler bakımından Minimata Sözleşmesi’ne, Stocholm Sözleşmesi’ne ve Basel Sözleşmesi’ne atıflar da bulunulmaktadır.

  1. Yetkili Merci ve Yaptırımlar

Yasaya uyum kontrolü Federal Ekonomi ve İhracat Kontrolleri Kurumu (BAFA) tarafından yapılacaktır. BAFA, şirketleri yerinde inceleyebilecek, şirketlere yükümlülüklerin yerine getirilmesi için talimat verebilecek ve talimatlara uyum olmaması halinde ise ceza uygulayabilecektir.

Şirketler, kanundan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmemeleri durumunda para cezası ve kamu ihalelerine katılamama gibi yaptırımlarla karşılaşacaklardır.

  1. Türk Firmalar Açısından Etkisi

Yasanın 1 Ocak 2023’te yürürlüğe girmesi ile Almanya’ya ihracat yapan, mal tedariki sağlayan veya Alman şirketleri ile ortaklık geliştiren şirketlerin bu yasaya uyum sağlaması beklenmektedir.

Yasanın Türk şirketler açısından gelir kaybına yol açacak bir tehdit değil de uluslararası düzeyde Pazar payının büyümesine sebep olacak bir şans olarak görülmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzu öncelikle belirtmek isteriz. Almanya’nın kimi tedarikçilerinin bu sorumluluklara uyamayacağı düşüncesiyle, farklı yerlerden tedarik edilen birçok ürünün, koşulları sağlayan Türk firmalardan tedarik edilmesinin önü açılacaktır. Tedarikçi denetiminin de önemli bir iş yükü getireceği düşünüldüğünde Türk firmaların pazar paylarının artması da mümkün hale gelecektir.

Bu kapsamda Almanya ile ticaret yapan Türk firmalarının ivedilikle bahsi geçen uygunluk kriterlerini sağlaması gerekmektedir.

Yukarıda bahsi geçen çocuk işçi çalıştırılmaması, kişinin zorla çalıştırılmaması, özgürlüklere ve ayrımcılık yapılmamasına dikkat edilmesi, iş güvenliği ve işçi sağlığı ve çevresel yükümlülükler Türk Hukuk sisteminde de korunmaktadır.

Türk şirketlerinin bu noktada insan hakları ve çevre standartlarına daha özenli olması, özen yükümlülüğüne dair prosedür ve stratejilerini hazırlaması, kendi durumlarının tespiti amacıyla bir iç kontrol, risk tespiti ve iç denetim mekanizması oluşturması ve bahsi geçen koşullara uyum göstereceklerinin sözleşmelerle taahhüt edilmesi faydalı olacaktır.

Alman Tedarik Yasası ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Alman Tedarik Zinciri Özen Yasası, Alman şirketlerin ve tedarik zincirlerinin insan hakları ve çevre koruma standartlarına uygun hareket etmelerini zorunlu kılan bir düzenlemedir. Bu yasa, insan haklarına saygılı, çevreye duyarlı bir tedarik zinciri oluşturmayı hedeflemektedir.

Yasa, Almanya’da merkezi veya önemli iş faaliyetleri olan şirketleri kapsar. 1 Ocak 2023’ten itibaren 3.000’den fazla çalışanı olan, 1 Ocak 2024’ten itibaren ise 1.000’den fazla çalışanı olan şirketler yasaya tabi olacaktır.

Yasa, şirketlere risk yönetim sistemi kurma, insan hakları ve çevresel riskleri önleme, düzenli risk analizi yapma, şikayet mekanizması oluşturma, önleyici ve iyileştirici tedbirler alma gibi çeşitli yükümlülükler getiriyor. Ayrıca, şirketler bu yükümlülükleri hem doğrudan hem de dolaylı tedarik zincirlerinde uygulamakla sorumludur.

Şirketler, tedarik zincirlerinde çocuk işçi çalıştırılması, zorla çalıştırma, insan hakları ihlalleri, çevre kirliliği ve doğal kaynakların kötüye kullanılması gibi olumsuzlukları önlemekle yükümlüdür.

Türk şirketleri, Alman firmalarla ticaret yapıyor veya Alman şirketlerine mal tedarik ediyorsa bu yasaya uyum sağlamak zorundadır. Türk şirketleri, bu düzenlemelere uyum sağlayarak Alman piyasasında rekabet avantajı elde edebilir ve pazar paylarını artırabilir.

Şirketler, tedarik zincirlerinde insan hakları ve çevresel riskleri belirlemek, bu riskleri yönetmek ve önleyici tedbirler almak amacıyla bir risk yönetim sistemi oluşturmalıdır. Ayrıca, yasaya uyum sağlanıp sağlanmadığını belgeleyip raporlamalıdır.

Yasa, zararlı toprak ve su tahribatı, hava kirliliği, su kaynaklarının aşırı kullanımı gibi çevresel zararları önlemeyi amaçlar. Ayrıca, Minamata, Stockholm ve Basel Sözleşmeleri gibi uluslararası çevresel anlaşmalara da atıflar yapılmıştır.

Yasaya uymayan şirketler, Federal Ekonomi ve İhracat Kontrolleri Kurumu (BAFA) tarafından denetlenir. Uyum sağlanmaması durumunda para cezaları ve kamu ihalelerinden men edilme gibi yaptırımlarla karşılaşabilirler.

Türk şirketleri, insan hakları ve çevre standartlarına dikkat etmeli, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında Türk Hukuku’na uygun hareket etmeli ve tedarik zincirlerinde özen yükümlülüğüne uygun stratejiler geliştirmelidir.

About the Author:

Latest Articles In The Law Bulletin
Dr. Süleyman KIRAN
Alihan KIZILTEPE
Mustafa Safa TÜRE
Dr. Fatih AYDOĞAN
Serpil ÖZCAN
News from AESY Legal!
Copyright © 2024 AESY Legal