Search
Close this search box.

Aile Şirketleri: Aile Meclisi, Aile Anayasası, Aileye Özel Şirket Sözleşmesi, İhtilafları Önleme ve Çözüm Mekanizması

Table of Contents

Günümüz dünyasında iktisadî faaliyetlerin önemli bir kısmını şirketler yürütmektedir. Şirket türleri içinde en çok tercih edilenler de anonim ve limited şirketlerdir. Şirketlerin bazıları çok ortaklıdır; bazılarında ise az sayıda ortak bulunmaktadır. Birçok şirkette ortaklar, yöneticiler ya da çalışanlar belirli bir aileye mensup kişilerden oluşmaktadır (aile şirketleri).

Aile şirketlerinde ortaklar ya da yöneticiler hem özel hayatlarında, aile ilişkilerinde bir araya gelmekte, özel bir hukuka sahip olmakta, sevinç ve hüznü paylaşmakta hem de şirket işleri dolayısıyla sıkı bir temas halinde bulunmaktadır. 

Aile şirketleri dışında -istisnalar bir yana bırakılırsa- belirli kişilerle ya sadece iş ilişkisi ya da sadece aile ilişkisi kurulmaktadır. Aile şirketlerinde ise aile ilişkilerinde kardeş, anne, baba, amca, yeğen konumunda olmakla aile hayatı içinde yoğun bir iletişim halinde olan kişiler bu defa iş ilişkisinde paysahibi, yönetim kurulu üyesi, müdür, yönetici, şirket çalışanı gibi sıfatlarla birbirleri ile muhatap olmaktadır. 

Aile ilişkileri içinde birbirlerinin istek ve taleplerini herhangi bir karşılık hesabı yapmadan kabul eden ve karşılayan kişiler şirket ilişkilerinde farklı bir yaklaşım benimsemektedir. Aile ilişkilerinde oğlunun, kızının ya da kardeşinin her şeye layık olduğunu düşünen, daha hissî hareket eden kişiler şirket ilişkilerinde daha akılcı ve hesaplı davranmaya meyillidir. 

Diğer şirketlerde bile çoğunluk-azınlık arasında ihtilaf çıkmakta, ortaklar birbirlerine ya da şirkete çeşitli davalar açmaktadır. Aile şirketlerinde ihtilaf yaşanması ihtimali daha yüksektir. Hatta aile şirketlerinde ihtilaf yaşanmasının kaçınılmaz olduğu bile söylenebilir. Özellikle genç aile üyelerinin şirket işlerine ilgi göstermesi, yeni çekirdek ailelerin oluşması, çekirdek aile üyelerinin, amca gibi aile üyelerine yabancılaşması, aileye yeni giren üyelerin (gelin, damat) farklı bakış açıları, beklentilerin yönetilememesi, gerekli iletişimin hiç olmaması ya da sağlıksız yürütülmesi, ailenin kıdemli üyeleriyle genç üyeleri arasındaki nesil farklılığı nedeniyle şirket işlerinde de sorunlarla karşılaşılmaktadır. 

Çoğu zaman sorunlar, “kötü niyet”li tasavvur ya da amaçlardan kaynaklanmamakta şirket işleriyle ilgili görüş ayrılıklarından doğmaktadır. Görüş ayrılıkları zamanla derinleşmekte ve aile üyelerinin birbirinden uzaklaşmasına yol açmakta, hasmâne tutumlara evrilmektedir. Aile içinde yaşanan sorunlar şirket ilişkilerini, şirkette yaşanan sorunlar aile ilişkilerini zedeleyerek zincirleme bir etki doğurmaktadır. 

Bir defa ihtilaf çıktığında, genellikle azınlık konumunda olan pay sahibi aile üyeleri; şirketin haklı sebeple feshi, yöneticilere karşı sorumluluk, şirket yönetimi için kayyım atanması, genel kurul toplantısında alınan kararların iptali, özel denetçi atanması, bilgi alma  hakkının kullanılması, kâr payının ödenmesi davaları, mirasa ilişkin davalar, şahsî husumetten doğan şikayetler ve davalar, duruma göre iş hukukuna ilişkin davalar olmak üzere çok çeşitli ve sayıda karşılıklı davalar açılmaktadır. 

Bu dava sürecinde ise şirket yıpranmakta, şirket yönetici ve çalışanları kendileri için istikbal görmedikleri pay sahipleri kavgalı şirketten ayrılmanın yollarını aramakta, şirket alacaklıları endişelenmekte, vadeli hammadde alımları zorlaşmakta, bankalar yeni kredi kullandırmamakta ya da mevcut krediyi tahsil etmenin yollarını aramaktadır. Şirket faaliyetlerinin daha iyi yürütülmesi ve geliştirilmesi için harcanacak emek, mesai, parasal kaynak dava sürecinde mevcudun paylaşılmasına tahsis edilmekte ciddî kaynak israfı olmaktadır. 

Sürecin sonunda bir değer olan şirketler ekonomik olarak ve/veya hukuken sona ermektedir. Şirketlerin verimli bir şekilde faaliyette bulunmasında, faaliyetlerini devam ettirmesinde menfaati olanlar sadece pay sahipleri ve aile üyeleri değildir. Pay sahipleri yanında şirket çalışanlarının, yöneticilerin, alacaklıların, şirkete mal ya da hizmet sağlayanların, şirketten mal ya da hizmet tedarik edenlerin, vergi ve istihdama bağlı olarak devletin ve toplumun da şirketin hayatını devam ettirmesinde menfaati bulunmaktadır. 

Bu denli öneme sahip aile şirketleri bakımından; şirket ilişkileri ile aile ilişkileri arasındaki dengenin sağlanması, aile üyeleri arasında sağlıklı bir ilişkinin tesisi, suiistimale açık olmayan bir düzenin kurulması, ileride ihtilafa sebep olması muhtemel hususların tespit edilerek gerekli hazırlıkların yapılması, aile üyelerinin beklentilerinin tespit edilerek yönetilmesi, farklı yaklaşımlara saygı duyulacak bir ortamın oluşturulması, ihtiyaç duyulan hukukî ve malî danışmanlığa müracaat edilmesi, şirket esas sözleşmesinin, bazı aile üyelerinin -tabiri caizse- açgözlülükten kaynaklanabilecek teşebbüslerine müsaade etmeyecek şekilde düzenlenmesi, diğer bazı aile üyelerinin macera sayılabilecek girişimlerini engelleyici hukukî düzenlemelerin yapılması, pay sahipleri arasında hissedarlar sözleşmesi ya da aile anayasası ismiyle sözleşmelerin hazırlanıp imzalanması, aile meclisinin oluşturulması, son derece mühim ve gereklidir. 

İhtilaf çıktığında da uzlaşma yaklaşımı devam ettirilmeli, ihtilaf, bir kriz yönetimi olarak ele alınıp gerekli özen gösterilerek yönetilmeli, şirket ihtilafa kurban edilmemeli, malî paylaşımlar sağlanmakla beraber şirketin bir şekilde faaliyetine devam etmesi sağlanmalıdır. 

Bu kapsamda; aile şirketlerinin verimli bir şekilde faaliyette bulunabilmesi için gerekli ortamın oluşturulması, buna ilişkin tavsiyelerde bulunulması, sağlıklı iletişimin tesis edilmesi için gerekenlerin tespit edilmesi, ihtilaf doğurabilecek alanların önceden tespit edilerek önleyici tedbirlerin ortaya konulması, pay sahibi aile üyeleri arasındaki ilişkilerin hukuken düzenlenmesi, ihtiyaca cevap verebilecek –hissedarlar sözleşmesi- dâhil hukuk metinlerinin içeriğinin tespit edilmesi ve önerilmesi, rehberlik faaliyetinin çerçevesinin belirlenmesi, ihtilaf halinde kriz yönetiminde dikkat edilecek hususların tespit edilmesi elzemdir. 

Dünya genelinde aile şirketlerine ilişkin çok sayıda enstitü, araştırma merkezi, birlik, danışmanlık firması bulunmaktadır. Üzerinde özellikle çalışılmasını hak eden bir kurum olduğunda şüphe yoktur. Ülkemizde bu konudaki çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bundan sonraki çalışmalarımızda aile şirketlerine ilişkin beşerî, iktisadî ve hukukî konuları ele almaya devam edeceğiz.

About the Author:

Latest Articles In The Law Bulletin
Dr. Süleyman KIRAN
Alihan KIZILTEPE
Mustafa Safa TÜRE
Dr. Fatih AYDOĞAN
Serpil ÖZCAN
News from AESY Legal!
Copyright © 2024 AESY Legal