Search
Close this search box.

Kambiyo Hukukunda Aval

Table of Contents

  1. Genel Olarak

Türk Hukukunda aval; kambiyo taahhüdünden kaynaklı olarak meydana gelen bir borcun kısmen veya tamamen ödeneceğine dair verilen kişisel bir teminatı ifade etmektedir. Bir başka deyişle, kambiyo senedi nedeniyle sorumluluk altına girmiş kişi lehine, kişisel olarak bir teminat sağlanmasına denmektedir. Aval veren kimseye avalist denir. Aynı zamanda kefalet müessesesiyle benzerlik teşkil etmesine rağmen hemen belirtmek gerekir ki birçok noktada ayrışmaktadırlar. (Karşılaştırma için bkz: Abuzer Kendigelen/İsmail Kırca, Kıymetli Evrak Hukuku, 6. Bsk, On İki Levha Yayıncılık, 2022, s.227-228)

Avale ilişkin hükümler esasen Türk Ticaret Kanunu’nun (Buradan sonra “TK” olarak anılacaktır.) 700 ve devamı maddelerinde poliçe başlığı altında düzenlenmiş olmasına rağmen 778. maddenin 3. fıkrasında avale ilişkin hükümlerin bonolar hakkında da uygulanacağı, 818. maddenin 1. fıkrasının “g” bendinde ise çekte, poliçeye dair avalin şekil ve hükümleri hakkındaki 701 ve 702. maddelerin uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca yine 794. maddede de çek bakımından bedelin, aval ile teminat altına alınabileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Böylelikle diğer kambiyo senetleri bakımından da aval uygulama alanı bulmuştur.

  1. Şekli Açıdan

TK 701 uyarınca aval şerhi senet üzerine veya alonj üzerine yazılmalı ve aval verenin (avalist) imzasını taşıması gerekmektedir. Maddenin ikinci fıkrasında ise “aval içindir” veyahut da buna benzer eş anlamlı bir ibareyle aval şerhinin belirtilebileceği söylenmiştir. Buna göre uygulamada, “teminat içindir”, “garanti ederim”, “kefil olarak”, “avalimdir” gibi ibareler aval şerhi olarak kabul edilmektedir. (Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Baskı, Turhan Kitabevi, 1997, s.800; Ayrıca bkz: “Bono üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.” Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 22.11.2011 tarih ve 2011/7803 E., 2011/23675 K., https://www.lexpera.com.tr/, E.T. 04.07.2023)

Belirtmek gerekir ki senedin ön yüzüne atılan, herhangi bir ibare içermeyen ve düzenleyene ait olmayan imza, TK 701/3 uyarınca düzenleyen lehine verilmiş avaldir. Aval manasına gelen ibare senedin ön kısmına ve alonj üzerine yazılabileceği gibi senedin arka yüzüne de yazılabilecektir. Bununla beraber senedin arka yüzüne yalnızca imza atılması beyaz ciro olarak kabul edilecek ve aval olarak sayılmayacaktır. Bu sebeple senedin ön yüzüne atılan yalın imzanın ciro olduğu, arka yüzüne atılan yalın imzanın ise aval şerhi olduğu sarih bir biçimde ortaya konulmalıdır. (Hüseyin Ülgen/ Mehmet Helvacı/ Arslan Kaya/ Füsun Nomer Ertan, Kıymetli Evrak Hukuku, 11. Bsk, Vedat Kitapçılık, 2019, s.183.; Ayrıca bkz: “TK’nın 613/1. maddesi gereğince, aval şerhi, poliçe (bono) veya alonj üzerine yazılır. Senedin arka yüzüne atılan herhangi bir kayıt taşımayan imza aval olarak kabul edilemez.” Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 04.02.2003 tarih ve 2001/9816 E., 2003/1007 K., https://www.kazanci.com.tr/, E.T. 04.07.2023).

Bononun ön yüzüne, arka yüzüne veya alonj üzerine aval ibaresi düşülmüş ancak avalin kimin için verildiği belirtilmemişse bu halde aval düzenleyen lehine verilmiş sayılacaktır. (TK 701/4)

Çek bakımından ise TK 794/1’de çekte yazılı olan bedelin ödenmesinin kısmen veya tamamen aval ile teminat altına alınabileceği düzenlenmiştir. Bu noktada önem arz eden bir husus ise; çek, eğer bir tüzel kişiliği temsilen imzalanmış ve çekin üzerinde birden fazla imza mevcut ise bu halde atılan ikinci imzanın açık bir biçimde temsilci sıfatıyla atıldığı belirtilmemişse, atılan imza aval niteliği taşır. Dolayısıyla tüzel kişilik adına iki imza atılırken, imzanın temsilen atıldığını belirtmek amacı ile her iki imzanın yanına da şirket unvanının yazılması aval verilmesinin önüne geçer. (Abuzer Kendigelen, Çek Hukuku, 6. Bsk, On İki Levha Yayıncılık, 2021, s.182.)

Kambiyo senetlerinde kural olarak, herhangi bir kambiyo borçlusunun lehine, herhangi bir kimsenin aval verebileceği kabul edilmektedir. Yine aval veren kişi lehine de aval verilebilir, benzer bir ifadeyle avale aval verilmesi mümkündür. Bununla beraber çek için farklı bir durum söz konusudur. TK 794/2’ye göre, çekte yazılı bedel aval ile teminat altına alınabilir ancak muhatap aval veremez. Bunun sebebi ise, çekte muhatabın kambiyo taahhüdü altına girilmesinin istenmemesidir (Kendigelen, Çek Hukuku, s.184.)

  1. Maddi Açıdan

Aval herhangi bir kayıt veya şart içermemelidir ancak bununla beraber aval kayıt veya şart içeriyorsa bu ibareler yazılmamış sayılacaktır. Bu durumun istisnası, avalistin, aval verdiği kimsenin borcunun bir kısmından sorumlu olacağına dair kaydıdır (TK 701/1).

Aval, bağımsız bir kambiyo taahhüdünü ortaya koymaktadır. Bir başka ifadeyle avalist kimin lehine aval vermişse, aynı lehine aval verilen kimse gibi sorumlu olacaktır. (TK 702/1). Dolayısıyla ancak lehine aval verilen kişiye başvurma hakkı doğması ile avaliste başvuru hakkı meydana gelecektir. Örneğin, lehine aval verilen kişiye protesto çekilmemesi sebebiyle başvuru hakkının düşmesi halinde, artık avaliste de başvurulamaz. Bu durumun istisnası, avalistin asıl borçlu lehine aval vermesidir. Zira asıl borçlu zamanaşımı süresi içerisinde protesto çekilmese dahi sorumlu kalmaya devam etmektedir. Bu yüzden, asıl borçlu lehine aval veren kişi, protesto çekilmezse dahi, sorumluluk süresi boyunca düzenleyen gibi sorumludur (Ülgen/Helvacı/Kaya/Nomer Ertan, a.g.e., s.184).

TK 702/1’e göre aval veren kişi lehine aval verip taahhüt altına girdiği kimse gibi aynen sorumludur, ancak söz konusu sorumluluk lehine aval verilen kişinin sorumluluğundan bağımsızdır. Maddenin 2. fıkrasına göre ise avalistin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi aval verenin taahhüdü geçerlidir. Ancak aval verilen borcun, şekli bir noksanlık sebebiyle geçersiz olması halinde, avalistin sorumluluğu söz konusu olmaz. Örneğin lehine aval verilen kişinin taahhüdü altında imzasının bulunmadığı halde aval verilen kişinin borcu şekli bir eksiklik sebebiyle geçersizdir. Bu halde TK 702/2 sebebiyle avaliste de başvurulamayacaktır. (Kendigelen, Kıymetli Evrak Hukuku, s.232)

Avalist, aval verdiği andan itibaren hamile karşı senet sebebiyle sorumlu bulunan diğer kimselerle birlikte müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olur (TK 724).

Aval bakımından tartışmalara konu bir diğer mesele ise aval ve kefalet müesseseleri arasındaki benzerliklerdir. Şöyle ki; Türk Borçlar Kanunu’nun 584. maddesinde kefaletin geçerliliği bakımından eşin rızası aranmıştır. Bu noktada, gerçek kişi avalistin de eşinin rızasını alıp almayacağı tartışılmaktadır. Konu üzerine çeşitli Yargıtay’ın dairelerinin çeşitli kararları neticesinde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu içtihadı birleştirme yoluna gitmiş ve kararında: “Bu noktada önemle vurgulamak gerekir ki, avalde eş rızasının aranması kambiyo senetlerinin tedavül kabiliyeti ile örtüşmemektedir. Tek bir senedin tedavül etmesi ile avalistin evli olup olmadığına, evli ise eşinin avale rıza gösterdiğine ilişkin diğer kayıt ve belgelerin eklenmesi ile kambiyo senedinin hacmen çok büyüyeceği tartışmasızdır. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun eşin rızası ile ilgili getirdiği 584. maddesi hükmü, Kanun’un yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren iş hayatını yavaşlattığı yönünde ağır eleştirilere maruz kalması nedeniyle ticari hayatın doğal akışını kolaylaştırma gerekçesiyle 28/03/2013 tarihinde 6455 sayılı Kanun’un 77. maddesiyle TBK’nın 584’üncü maddesine kefalette eş rızasının aranmayacağı ve ağırlıkla ticari hayatı ilgilendiren hâller bir istisna hükmü olarak üçüncü fıkra eklenmiştir. Kanun koyucunun bu istisnalar arasında avali de göstermemesi, aslında en başından beri avalde eş rızasının aranmadığına işaret etmesi bakımından önemlidir.” demek suretiyle kefalette eşin rızasına ilişkin TBK 584’teki hükmün TBK 603 uyarınca avalde uygulanmasının gerekmediğine hükmetmiştir. (Yargıtay İçtBBGK, 20.04.2018 tarih ve 2017/4 E., 2018/5 K.,  https://www.lexpera.com.tr/, E.T. 04.07.2023)

Yine bir başka husus ise, daha önce de belirttiğimiz üzere, avalist, bağımsız bir taahhüt altına girmektedir. Dolayısıyla lehine aval verdiği kişinin sahip olduğu kişisel def’ileri kullanamaz. Ancak hamile karşı, kendisinin ayriyeten sahip olduğu kişisel def’iler mevcut ise, bunları ileri sürebilir.

Nihayet belirtmek gerekir ki TK 702/3 uyarınca, aval veren kimse başvurma hakkını düzenleyen hükümler kapsamında senet bedelini ödemek durumunda kalırsa, bu halde lehine aval verdiği kimse ile ona karşı sorumlu olan diğer başvuru borçlularına karşı senetten ileri gelen hakları iktisap eden bir kambiyo alacaklısı sıfatıyla başvurma hakkına sahip olacak ve eğer avalist yalnızca düzenleyen lehine aval vermişse, bu halde sadece düzenleyene başvurabilecektir. (Ülgen/Helvacı/Kaya/Nomer Ertan, a.g.e., s.186.; Kendigelen, Kıymetli Evrak Hukuku, s.233)

Aval ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Aval, kambiyo senetlerinden (çek, bono, poliçe) kaynaklanan bir borcun kısmen veya tamamen ödeneceğine dair verilen kişisel bir teminattır. Aval veren kişi, aval verdiği kişinin borcunu ödemezse, aynı borcu ödemekle yükümlüdür. Aval veren kişiye avalist denir.

Aval ve kefalet birbirine benzer teminat türleri olmasına rağmen, aval bağımsız bir kambiyo taahhüdüdür. Aval, sadece kambiyo senetlerine özgüdür ve borcun kaynağından bağımsızdır. Kefalet ise borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklıya karşı verilen bir teminat olup, kefilin sorumluluğu borçlunun sorumluluğuna bağlıdır.

Aval, kambiyo senedinin üzerine veya alonjuna (senet ekine) yazılmalı ve aval verenin imzasını taşımalıdır. Senet üzerinde “aval içindir”, “garanti ederim” gibi ibareler kullanılabilir. Ayrıca, senedin ön yüzüne atılan herhangi bir imza da aval sayılabilir, ancak bu imza düzenleyene ait olmamalıdır.

Aval, poliçe, bono ve çek gibi kambiyo senetleri için verilebilir. Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtildiği üzere, aval kambiyo senetlerinde borcun ödeneceğine dair bir güvence sağlar. Ancak çek için muhatap (banka) aval veremez.

Avalist, kimin lehine aval vermişse o kişiyle aynı şekilde sorumludur. Aval veren kişi, lehine aval verdiği kişinin borcunu ödemezse, alacaklı doğrudan avalistten ödeme talep edebilir. Ancak avalist, senette yer alan sorumluluk kadar yükümlülük altındadır.

Hayır, avalde eş rızası aranmaz. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararına göre, avalde kefaletten farklı olarak eşin rızası aranmamaktadır. Bu durum, kambiyo senetlerinin hızlı tedavül kabiliyetini koruma amacı taşır.

Hayır, aval veren kişi, borçlunun kişisel def’ilerini ileri süremez. Avalist, bağımsız bir taahhüt altına girer ve borçlunun ileri sürebileceği def’ilere başvuramaz. Ancak avalist kendi kişisel def’ilerini ileri sürebilir.

Aval verilen borç, şekilsel bir eksiklikten dolayı geçersiz değilse, borcun batıl olması avalin geçerliliğini etkilemez. Ancak borç şekil eksikliği sebebiyle geçersizse, avalist bu sorumluluktan kurtulabilir.

Avalist, borçluya veya diğer borçlulara karşı başvuru hakkına sahiptir. Eğer avalist senet bedelini öderse, ödediği miktarı borçludan talep edebilir. Avalist, ödediği borç miktarı kadar borçludan geri alım talebinde bulunabilir.

Evet, avalist sadece borcun bir kısmı için de sorumlu olabilir. Aval veren kişi, verdiği avalde sorumlu olacağı miktarı belirleyebilir. Bu durumda, avalist sadece belirlenen tutardan sorumlu olacaktır.

About the Author:

Latest Articles In The Law Bulletin
Dr. Süleyman KIRAN
Alihan KIZILTEPE
Mustafa Safa TÜRE
Dr. Fatih AYDOĞAN
Serpil ÖZCAN
News from AESY Legal!
Copyright © 2024 AESY Legal